Menzil Cemaati’nde yaşanan gerilimle ilgili neler biliniyor?

Türkiye’deki en büyük dini yapılanmalardan biri olarak değerlendirilen Menzil Cemaati, son dönemde iç gerilimlerle gündeme geliyor.

Cemaatin başındaki Abdülbaki Erol’un 2023’te ölümünün ardından gruba yeni bir lider belirlenmedi.

Oluşum içinde, Erol’ün üç oğlunun çevresinde gruplar oluştu.

Bu gruplar arasında cemaatle bağlantılı mülklerin kullanım hakkı ve sahipliğiyle ilgili yaşanan gerilim ise son haftalarda kamuoyuna yansıdı.

Bu konuda cemaatin merkezi olan Adıyaman’daki Menzil Köyü’nde kavga yaşanırken gruplardan biri çeşitli kentlerde protestolar düzenledi.

Menzil Cemaati’nde yaşanan gerilimle ilgili merak edilenleri inceledik.

Menzil Cemaati nedir?

Menzil, Nakşibendi tarikatının Halidiyye kolunun Türkiye’deki oluşumlarından biri.

2019 yılında ortaya çıkan, Diyanet İşleri Başkanlığı’na ait olduğu iddia edilen, resmi görevlilerin bugüne kadar yalanlamadığı “Dini-Sosyal Teşekküller, Geleneksel Dini-Kültürel Oluşumlar ve Yeni Dini Yönelişler” adlı raporda bu oluşuma da yer veriliyor.

Raporda oluşum hakkında, “Menzil grubu ülkemizdeki benzer yapılar içerisinde en çok taraftara sahip olanlardan biri olarak görülmektedir” değerlendirmesi yapılıyor.

Grup, 1902’de doğup 1972’de yaşamını yitiren Abdulhakim Erol tarafından kuruldu.

Aslen Siirt’te yaşayan Erol ve aile üyeleri, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki siyasi gelişmelerin ardından Siirt’teki köylerinden ayrıldı ve 1971 yılında Adıyaman’ın Kahta ilçesinde bir köy satın alarak buraya yerleşti.

Bu köyün adı olan Menzil dini oluşuma adını verdi.

1970’li yıllarda Türkiye’nin farklı yerlerinden insanlar, kimi zaman kafileler halinde bu köyü ve şeyh olarak gördükleri Erol’u ziyarete başladı.

Kendisinin ölümünden sonra yerine oğlu Muhammed Raşit Erol geçti.

Raşit Erol 1993’te hayatını kaybedince yerine geçen isim, kardeşi Abdulbaki Erol oldu.

Siyasete nasıl yaklaşıyorlar?

Menzil oluşumu yıllarca çeşitli sağ partilerle iyi ilişkiler kurdu, son seçimlerde ise Cumhur İttifakı’na destek verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Abdulbaki Erol’un ölümü ardından Hürriyet gazetesinde yayımlanan ilanında Erol için “ülkemizin manevi rehberlerinden” diye bahsetti.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişiminden sonra bürokrasiden tasfiye edilen Gülen yapılanması mensuplarının yerine farklı dini oluşumların üyelerinin getirildiği ve “Menzilcilerin” burada kritik bir rol üstlendiği iddiaları son yıllarda gündemde.

Yetkililer bu iddiaları kesin bir dille reddediyor.

2016’da dönemin sağlık bakanı Recep Akdağ, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM), Menzil’in bakanlıkta örgütlendiği iddialarına şöyle tepki göstermişti:

“Sağlık Bakanlığı eğer herhangi bir grup ya da herhangi bir sebeple liyakat esasına bağlı olmayan görevlendirmeler yapmış olsaydı, bugün Dünya Sağlık Örgütü’nün ve dünyanın en itibarlı tıp dergilerinin takdirle bahsettiği büyük bir dönüşümü gerçekleştiremezdik. Bunlar tamamen hayal mahsulü ifadelerdir.”

Eski İçişleri bakanı Süleyman Soylu da 2019 yılında TBMM’de milletvekillerinin sorularını yanıtlarken cemaatin İçişleri Bakanlığı’nda kadrolaştığı iddialarını reddetti.

Soylu, “Bir tane göstersinler, bakanlığı bırakırım. Yeni bir operasyon yapmak istiyorlar bu oyuna gelmeyin” dedi.

Ekonomik ve sosyal faaliyetleri neler?

Menzil oluşumunun yıllar içinde ekonomi alanında da önemli bir atılım içinde olduğu görüldü.

Bunun en büyük göstergelerinden biri ise Menzil ile bağlantılı bir iş derneği olan Türkiye Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği’nin (TÜMSİAD) çalışmaları.

2005 yılında kurulan TÜMSİAD’ın üye yapısının ağırlığını Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ) oluşturuyor.

Dernek, cemaatle bağlantılı diğer sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalarda bulunuyor.

Abdülbaki Erol, 2023’te hayatını kaybettiğinde TÜMSİAD tarafından yapılan açıklamada, “Gavs-ı Sânî Şeyh Abdülbaki Elhüseyni hazretleri, tedavi gördüğü hastanede bugün ahirete irtihal etmiştir” ifadesi kullanıldı.

Menzil grubuyla bağlantılı aktif sivil toplum örgütleri de bulunuyor.

Bunların başında Semerkand Vakfı ve Beşir Derneği geliyor.

Bu vakıf ve dernekler sadece Türkiye’de değil; Endonezya, Afganistan, Somali, Suriye, Güney Afrika, Kazakistan, Bangladeş, Kuzey Makedonya, Arnavutluk, Azerbaycan gibi ülkelerde de faaliyet gösteriyor.

TÜMSİAD, Semerkand Vakfı ve Beşir Derneği yıllar içinde ortak organizasyonlar yaptı.

31 Mart 2024 seçimlerinde Menzil cemaati AKP’ye desteğini açıklarken; Semerkand Vakfı, Beşir Derneği, Gençlik Eğitim ve Kültür Konfederasyonu (Genç-Kon) ve TÜMSİAD bu desteği ortak açıklamayla kamuoyuna duyurdu.

Menzil’in basın ve yayın alanındaki çalışmalarının görünen yüzü ise Semerkand TV’yi de kapsayan Semerkand Yayın Grubu oldu.

TV’de cemaat üyeleri programlar hazırlayıp sundu, cemaatin dini çizgisi doğrultusunda yorumlar yapıldı, cemaat liderlerinden Muhammed Raşit Erol’un hayatını anlatan “Menzil’de Bir Sultan” gibi programlar yayımlandı.

Abdülbaki Erol’un ardından kim lider oldu?

Abdülbaki Erol, vasiyet olarak üç oğlunu birden “halife” olarak belirledi.

Dolayısıyla ölümünün ardından cemaatin başına tek bir lider gelmedi.

Böylece Muhammed Saki Erol, Muhammed Mübarek Erol ve Muhammed Fettah Erol’un çevresinde üç ayrı grup oluştu.

Muhammed Mübarek Erol ve Muhammed Fettah Erol’un büyük ölçüde ortaklık içinde hareket ettiği anlaşılıyor.

Gruplaşmalar nedeniyle Semerkand Vakfı’ndan iki ayrı vakıf daha çıktı.

Bunlar Buhara Vakfı ve Gucdevan Vakfı.

Bu üç vakıf tarafından yapılan ortak açıklamada, Muhammed Mübarek Erol’un Gucdevan Vakfı, Muhammed Fettah Erol’un Buhara Vakfı ile “ilim ve irşad hizmetlerini yürütecekleri, Semerkand Vakfı’nın ilkesel çatısı altında ve bazı hizmetlerde ortak hareket edecekleri” belirtildi.

Muhammed Saki Erol ise babasının ölümünden sonra Serhendi Vakfı’nı kurdu.

Ayrıca yardım çalışmaları için Nezir Vakfı’nı, yayıncılık için Dehlevi Yayınları’nı oluşturdu.

Serhendi Vakfı’nın ilk açıklamasında, vakfın Semerkand Vakfı, TÜMSİAD, Beşir Derneği ve Gençkon ile hiçbir bağının kalmadığı belirtildi.

Bu oluşum, “Serhendi grubu” olarak da adlandırılmaya başladı.

Gerilimin kaynağı ne?

Sosyal medya paylaşımlarına da yansıdığı haliyle; cemaate ait mescid, vakıf binası, dergâh, medrese gibi çeşitli mekanların ortak kullanımında gruplar arasında sorunlar yaşandı.

“Serhendi grubu” ve diğer gruplardan birbirlerine yönelik suçlayıcı açıklamalar geldi.

Kamuoyuna yansıyan açıklamalara ve grupların sosyal medya paylaşımlarına bakıldığında üç kardeş arasında, cemaat içindeki bir güç ve nüfuz mücadelesi oluştuğu görüntüsü ortaya çıkıyor.

Yüzeye çıkan son gerilimin ise cemaatle bağlantılı arazi ve bina gibi mülklerin kullanım hakkı ve mülkiyetiyle ilgili olduğu anlaşılıyor.

Taraflardan Muhammed Mübarek Erol ve Muhammed Fettah Erol’un bu konuda da birlikte hareket ettiği ifade ediliyor.

Gruplar birbirini ne ile suçluyor?

14 Ocak’ta, Menzil Köyü’ndeki cami binasının yanına bir bina inşa edilmesi çabaları üzerinden yaşanan gerilim, gruplar arasında taşlı sopalı kavgaya dönüştü.

Kavgaya jandarmalar müdahale etti.

Olay sonrası, Saki Erol’un oğlu Ragıp Erol video ile yaptığı açıklamada kendileri dışındaki tarafları kastederek “Bunlar cami duvarına işedi” dedi.

Açıklamada, “Mescidler, dergâhlar, vakıflar, medreseler ve bunlara ait malların yönetimi mahallindeki sofi çoğunluğa aittir. Bu varlıkların yönetimi kimsenin inhisarında değildir” ifadeleri kullanıldı.

“Serhendi grubundakiler” İstanbul, Sakarya ve İzmir’de eylemler yaptı.

Eylemlerde “Camiye kazma vuranlara hakkımız helal değildir” sloganı atıldı, “Ümmetin malını miras yaptınız” ve “Ümmet olarak razı değiliz” gibi pankart ve dövizler taşındı.

Diğer iki kardeşin destekçileri ise karşı açıklamalar yayımladı.

Bir açıklamada, “Gavs’ımız henüz hayatta iken vakıf ve medreselerin tasarrufunu Muhammed Mübarek’e vermiştir. Semerkand Vakfı malları, mülkleri, medreseleri, eşyaları, paraları üzerinde yetkili kişiler dışında kimsenin tasarruf hakkı yoktur” ifadeleri kullanıldı.

Eylemlerin eleştirildiği bir diğer açıklamada ise “Sorunları konuşma ve bağımsız hakemler huzurunda yüzleşmeye hazırız” ifadesi kullanıldı.

Grupların takipçilerinin de sosyal medyada da birbirlerine yönelik sert suçlamalara devam ettiği görüldü.

Related Posts

İstek parça cinayetinde boğazı kesilerek öldürülen Onur Şener davasında cezada indirim kararı

Ankara’da istek parça cinayeti olayında vahşice öldürülen 45 yaşındaki Onur Şener davasında Yargıtay’ın bozma kararından sonra yeniden yargılama yapıldı. Sanıklardan Ali Gündüz kasten öldürme suçundan 9 yıl hapis cezası alırken diğer sanık Semih Alpsoy’un kasten öldürmeye yardım cezasında indirim yapıldı

Boğaziçi Üniversitesi’nde diplomasını yırtan Doruk Dörücü’nın ifadesi: ‘Amacın üniversitelerin akademik özgürlük, özerklik ve kültüründe yaşanan erozyonu eleştirmek’

Boğaziçi Üniversitesi’nin 158. Mezuniyet Töreni’nde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesine tepki göstermek için kendi diplomasını yırtması üzerine şafak baskınıyla gözaltına alınan Doruk Dörücü emniyet ifadesinde suçlamayı reddetti. Dörücü, “Olayın video kaydı izlendiği taktirde olası bir infiale karşı orada bulunan toplumu sakinleştirmeye çalıştığım, elim ile sessizlik çağrısında bulunduğum görülecektir. Yapmış olduğum anayasal çerçevede barışçıl bir protesto eylemidir” dedi.

Rusya, Taliban yönetimini tanıyan ilk ülke oldu

Rusya, Taliban yönetimini tanıyan ilk ülke oldu

İmamoğlu’na destek için diplomasını yırtan Boğaziçi Üniversiteli gence şafak operasyonu

Boğaziçi Üniversitesi mezuniyet töreninde tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na destek amacıyla diplomasını yırtan Doruk Dökücü, sabah saatlerinde şafak operasyonuyla gözaltına alındı.

Masada ateşkes sahada soykırım! İki günde yüzlerce Gazzeli öldü

Gazze Şeridi’nde ateşkes görüşmelerine yönelik çabalar yoğunlaşırken İsrail ordusu Filistinlilere yönelik soykırımın şiddetini arttırdı. Dün bölgenin farklı noktalarında gerçekleştirilen saldırılarda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 118 Filistinli öldürüldü.

CHP’li Öztunç’tan ‘Gazze’de soykırım yok’ diyen Alman vekile sert tepki: ‘Bu çağın Hitler’i Netanyahu’dur’

CHP Kahramanmaraş Milletvekili Ali Öztunç, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı Parlamenter Asamblesi (AGİT PA) Genel Kurulu’nda Alman bir üyenin “Gazze’de soykırım yoktur” sözleri üzerine, “Bu çağın Hitler’i Netanyahu’dur. Cesur olun vicdanlı olun ve bunu kabul edin” dedi.