“`html
ABD’nin İran’a Yönelik Nükleer Tesislere Saldırısı: Yeni Bir Dönüm Noktası
ABD Başkanı Donald Trump, gerçekleştirdiği bir basın toplantısında İran’daki üç nükleer tesisin ABD Hava Kuvvetleri tarafından hedef alındığını doğruladı. Trump, bu askeri operasyonun “son derece başarılı” olduğunu belirtirken, Amerikan uçaklarının görevlerini tamamlayarak güvenli bir şekilde bölgeden ayrıldığını açıkladı. Saldırıda, İran’ın nükleer enerji altyapısının kritik noktaları olan Natanz, İsfahan ve derinlikleri onlarca metreye ulaşan yüksek güvenlikli uranyum zenginleştirme tesisi Fordo hedef alındı.
Gelişmiş Saldırı Teknitiği Kullanıldı
Geleneksel Saldırılardan Farklı
Bu operasyonda, sadece B-2 bombardıman uçakları ile taşınabilen, yer altındaki yüksek güvenlikli yapıları hedef alabilecek özel sığınak delici bombalar kullanıldı. Bu durum, saldırının sıradan bir operasyon olmanın ötesinde bir hedefe yönelik olduğunu gösteriyor.

İran’dan Hızla Misilleme
Aynı zaman diliminde, İran buna karşılık vererek misilleme yapmak için harekete geçti. Devrim Muhafızları Ordusu, sabah saatlerinde “Gerçek Vaat-3 Harekatı” kapsamında İsrail’e 40 balistik füze fırlattığını duyurdu. Açıklamada, üçüncü nesil Hayberşıken füzelerinin ilk kez kullanıldığı ve hedeflerin arasında İsrail’in Ben Gurion Havalimanı ve biyolojik araştırma merkezlerinin bulunduğu belirtildi.
Özel Saldırı Kapasitesi Hakkında
Özel Harp Uzmanı Mitat Ferhat Dur, ABD’nin bu askeri gücü kullanma kararının ardında yatan sebepleri şöyle açıklıyor: “ABD, bu saldırıda mevcut olan tek güçlü saldırı aracını ve onu taşıyabilecek tek uçağı kullanarak, özel olarak tasarlanmış bombalar kullanmıştır. Bu durum, diğer ülkelerle paylaşılmamış bir askeri kapasitenin devreye alındığını gösteriyor.”
Mitat Ferhat Dur, bu özel mermilerin “tüm bombaların anası” olarak nitelendirilebileceğini ve yalnızca B-2 bombardıman uçakları ile taşınabileceğini vurguladı. “Bu mühimmat, doğrudan yer altına nüfuz edebilecek şekilde tasarlanmıştır” dedi.
İran’ın Güçlü Tepkisi
İran’ın İsrail’e yaptığı misillemenin önemine dikkat çeken Dur, “İran, bu saldırıda en güçlü balistik silahı olan Hayberşıken’i kullandı. Bu füzeler, İsrail hava savunmasını aşmayı başarmaktadır ve Tahran’ın en stratejik silahı olarak öne çıkıyor” ifadelerini kullandı.
Diplomatik Çözümler Artık Mümkün Mü?
Bu bağlamda, Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, durumla ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “Bu, açık bir savaş ilanıdır.” Caşın, müzakere ihtimalinin artık ortadan kalktığını belirtti ve “Saldırı, uluslararası hukuka aykırıdır ve bu saatten sonra ABD ile İran savaş halindedir” dedi.
Devamında, “Bu gelişmenin ekonomik ve siyasi sonuçları tüm dünyayı etkileyecek boyutta olacaktır. Özellikle petrol fiyatlarında artış ve bölgedeki dengelerin büyük ölçüde sarsılması söz konusu” diye ekledi.
Zorlama Diplomasisi Mi?
Dur, ABD’nin bu tavrının bir “zorlama diplomasisi” olarak değerlendirilebileceğini ifade etti. “Trump’ın açıklamalarında müzakerelere dönme niyeti açıkça görülüyor” dedi.

Rusya ve Çin’in Olası Tepkileri
Bu olay sonrası, Rusya ve Çin’in tutumları da merak konusu oldu. Dur, “Rusya’nın durumu muhtemelen sınırlı kalacaktır, zira asıl gündemleri Ukrayna üzerindeki çatışmalardır” değerlendirmesinde bulundu. Çin’in ise Hürmüz Boğazı’nın kapanmasının kendi ekonomik menfaatlerine zarar verebileceğini belirtti: “Bölgedeki gerilimi artıracak adımlardan kaçınacaklardır” dedi.
“`